MENÜ

06 Eylül Pazartesi Paylaşımı “Üç İşçi”

Üç İşçi

Uzak ülkelerden birinde bir kral varmış ve seyyah kıyafetlerine bürünüp şehrini dolaşmayı pek severmiş. Böyle günlerden birinde büyük bir inşaat alanını ziyaret etmek için durmuş. İşçinin biri ağlamaklı suratıyla bir yandan çalışıp diğer yandan nefes nefese söylenip duruyormuş. Seyyah kılığındaki kral, işçiye: “Söyle bana arkadaşım; seni bu kadar üzen, böyle şikayet etmene neden olan nedir?” diye sormuş.

“Ben şikayet etmeyeyim de kimler etsin yabancı? Hayat mı bu? Bütün bir gün boyunca taş diziyorum. Nasıl sıkıcı bir iş olduğunu tahmin bile edemezsin. Ne insanı kamçılayan bir tarafı ne de bir keyfi var. Her günüm bir diğerinin aynısı. Ne anlamı var ki bunun?”

Adama hak veren kral inşaat alanında biraz daha ilerlemiş. Bu sefer karşısına aynı işi yapmaktan her ne hikmetse memnun görülen bir işçi çıkmış. “Söyle bana arkadaşım, bu kadar tekdüze görünen bir işi yaparken nasıl böyle memnun olabiliyorsun?” demiş kral. Adam yanıt vermiş:

“Ben bir taş duvar ustasıyım. Sağlam duvarlar örerim. Benden önce de babam bu işi yapardı. Sana basit bir iş gibi görünebilir ama ben özenli çalışmamla övünürüm. Mimarlar titizliğimi göklere çıkarırlar.”

Adama hak veren kral biraz daha ilerlemiş ve kulağına bir methiye çalınmış. Bir başka işçi yüzünde kocaman bir gülümseme ile bir yandan çalışıp bir yandan da bir şarkı mırıldanıyormuş.

“Söyle bana arkadaşım, bu kadar tekdüze ve basit bir işe koşulmuşken bu neşe nereden geliyor?”

“Ben bir okul yapıyorum, tekdüzelik bunun neresinde? Konuşurken dizdiğim şu taş yıllar boyunca burada duracak, genç zihinlerin ilham ve bilgiyi bulacağı bir yapının temellerini tutacak. Bir güzelliği inşa ederken kalbim nasıl olur da neşe ve minnetle şakımaz?”

Nice değeri ve güzelliği birlikte inşa edeceğimiz bir eğitim öğretim yılı daha hepimize kutlu olsun.

Kaynak: Judith Malika Liberman – Masal Terapi